19 Nisan 2014 Cumartesi

Senin Hayatın - Hasan Koca

Taksim Tünelin ara sokakların da gezdiyseniz onun küçük dükkanını ve zevkli tasarımlarını görmüşsünüzdür. Çizgisi net ve sade. Her parçada bir birinin izlerini taşıyan dokunuşlar var.  Ham olan her materyali seven Hasan'ın, az dikiş, doğal organik karışımı kumaşlar ve deri tasarımları ile zengin küçük tasarım mağazasını ve onun tasarım oyuncakları hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Yalın çizgisi ve uniseks koleksiyonunu sizler de keşfedin.
Kendinden bahseder misin?
Güzel sanatlar mezunuyum. Çok fazla çalışan bir insanım ve çalışmaktan da çok zevk alan, mutlu olan birisiyim ne yaparsam yapayım boş durduğum ve durabildiğim bir zaman dilimim yok. Unisex çizgisi olan kendi adımı verdiğim bir markam var. Markam da aksesuar ve giyim tasarımları yapıyorum ve her geçen gün markalaşma sürecinde yeni tasarımlar ve yeni oluşumlar ortaya çıkarıyorum. Sanat tabanlı bir moda markası yarattım ve güçlendirmeye de devam ediyorum. 
Koleksiyonların neden cinsiyetsiz?
Ben üniversitede okurken hep bayan mı erkek mi tasarımlar yapacağımı düşündüm. Ama hiç bir zaman bu sorunun içerisinden çıkamadım. Bunu düşünmek yerine bu süreci tasarım yaparak ve yaptığım tasarımları gözlemleyerek geçirmeye karar verdim. Yaptığım tasarımların çok maskülen çizgileri vardı. Bende bunun üzerine gittim. Aslında unisex, çizgisi olan tasarımlar yapmaktan çok zevk aldığımı ve başarılı olduğumu gördüm. Sonuç buraya kadar geldi.

Koleksiyon hazırlarken nelere dikkat edersin?
Koleksiyon hazırlamak önemli ve zor bir süreç çünkü kağıt üzerinde yapmış olduğunuz tasarımları seçtiğiniz materyaller ve kumaşlar ile üretme ve ortaya çıkarma aşaması en az tasarım yapma aşaması kadar zor. Hatta bazen kağıt üzerinde bir tasarımın 3 boyutlu halini gördüğümüzde bazen kağıtta yakaladığımız etkiyi elde edemiyoruz buda tasarımı tekrar tekrar deneyerek üretmek anlamına geliyor. Ben genelde koleksiyon hazırlarken anlatmaya ve yaşatmaya çalıştığım hikayeyi tam anlamıyla anlayıp anlayamadığımı irdeliyorum ve bu süreçte de koleksiyonun henüz kağıt aşamasındayken bile materyallerini seçiyorum. Buda bana doğru bir tasarım ve üretme sürecini doğuruyor.
Yeni koleksiyonunu biraz anlatır mısın?
En son “Line” 2014 İlkbahar-Yaz koleksiyonumu hazırladım. Bu koleksiyon, benim her şeyin bir çizgisinin olduğunu düşündüğüm ve savunduğum bir yaşam anlayışının, koleksiyon üzerinde ifade biçimiydi. Kumaşların farklı kesim ve dikim teknikleri; zaman zaman kumaşların üst üste gelerek oluşturduğu sistemli çizgiler koleksiyonun ismine dikkat çekiyor. Bu koleksiyonda rahatlık ön planda; kumaşlar doğal olmak ile birlikte hafifler, koleksiyonun unisex olması hitap ettiğim kitleyi de arttırıyor ve bu anlamda sezonsuz bir koleksiyon anlayışına gönderme yapıyor.

Yaratım sürecinde en çok ilhamı nereden alırsın?
Çağdaş sanattan ve mimarinden muazzam etkileniyorum. Bunun yanında madenler ve doğa benim ilham aldığım yerler.
Stilinde en çok kullandığın parçalar nelerdir?
Net bir stilim olduğunu söyleyemem. Bu zamana ve mekana göre değişiyor. Ancak stilimin geneline baktığımda Spor ve klasik şıklığını daha çok harmanladığımı düşünüyorum ve bundan zevk alıyorum. Benim stilimde rahatlık ve aynı zamanda şıklık ön planda.
Tasarım ürünlerinde benim imzam bu diyebileceğin bir çizgin var mı?
 Materyalleri, ham kullanıyorum ve bu hamlıkla oluşan yüzeyleri çizgisel bir şekilde tasarımlarıma uyguluyorum.
İstanbul’da en çok hangi semtleri seversin?
İstanbul'a hiç şüphesiz Beyoğlu ve tarihi yarım adayı çok seviyorum. Tünel, Galata, Karaköy benim içinde yaşadığım bir üçgen ve burada yaşıyor ve çalışıyor olmaktan çok mutluyum. Onun dışında zaman zaman Kadıköy,  Moda’ya gitmekten ve Moda sahilde çay içmekten keyif alıyorum. Sultan Ahmet ise İstanbul’da nefes aldığım nadir yerler arasında.
İstanbul’da eğlence mekanı olarak nereleri tercih ediyorsun?
Gece hayatımın pek fazla olduğunu açıkçası söyleyemem. Genelde açılış ve özel partilere zaman ayırıp gitmeyi seviyorum.
Onsuz yapamam dediğin bir objen veya biri var mı?
Onsuz yapamam dediğim bir objem ya da birisi yok. Çünkü kaybedebileceğimi bildiğim objeler ve hayatımdaki önemli insanlara, o gözle bakmıyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder