Ne güzel şey hatırlamak seni:
ölüm ve zafer haberlerinin içinden,
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken...
Bu oyunu izlemek ruhunuza iyi geleceği gibi, eflatun sesli iki oyuncuya da hayran bırakacak. Küçük sahnede açılış galasın da izlediğim Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni, 110.doğum yılında usta Nazım Hikmeti, şiirleri ile hatırlamak. Oyunun yönetmeni ve aynı zamanda oyuncusu Metin Belgin hazırladığı şiirlerle süslü bu oyununda önemli unsur sesler; kadın sesi, erkek sesi, viyolonsel... Bu üçlünün birleşimi sürgün, hasret, yalnızlık, tutsaklık, sevda ve aşk duygularının içinde yüzdürüyor. Vatan özlemi çeken Nazım'ın tutsaklık yıllarında kadınına yazdığı mektuplar ile anlatırken içindeki Türkiye aşkı ve aşık olmanın hiç bitmeyeceğini anlatıyor.
"Aşkın ve aşık olmanın -ama en geniş manasıyla yalnız münhasıran bir şeye ait değil, bir çok şeye ait -yalnız yirmi yaşında baştan geçen bir iş olduğunu sanmıyorum. Bak, mesela ben, 45 yaşımı bitirdim, ama her gün biraz daha aşık oluyorum. Karımdan, sanattan, tabiattan, insanlardan, idealizmden tut da kanaryama kadar her şeye dolu dizgin aşık oluyorum ve çok şükür aşığım. " sözlerinde de aşkın her manasını sevdiğini gösteriyor.
İzlemek isteyenler için; devlet tiyatrosu Beyoğlu, Küçük Sahnede oynamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder